Biz Sizden Önce Bulduk
Temel bilim adamı iken, bir arkeoloji araştırmaları konferansına davet edilir. Amerikalılar anlatmaya başlar. Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda 25 m. aşağı indik ve telefon kabloları bulduk. Demek ki bizim atalarımız asırlar önce telefon kullanmışlardır. Sıra Türkiye'ye gelir ve Temel başlar anlatmaya: Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda 50 m. aşağı indik ama bir şey bulamadık. Demek ki atalarımız telsiz telefon kullanmışlardır. Eczacı Temel Temel eczacılık fakültesini bitirmiş. Fakat eczane açacak parası yok. Girmiş bir eczaneye: - Beyefendi sizde soğan var mı? Adam Temel'i başından savmış. Temel bu, durur mu her gün yeni saçma sorularla geliyormuş. Bir gün eczacı Temel'e: - Kardeşim senin derdin ne? demiş. Temel: - Burayı bana sat. Eczacı kurtulmak için eczaneyi satmış. Birkaç gün sonra eczaneyi satan adam içeri girmiş. Temel'e: - Sizde soğan var mı? demiş. - Evet soğan var ama sizin reçeteniz var mı? demiş Temel. Arabaya Tekrar Binelim Bir makine mühendisi, bir elektrik mühendisi ve bir bilgisayar mühendisi üç arkadaş kiraladıkları araba ile yolculuk yaparken araba bozulur. Makine mühendisi hemen olaya el koyarak kesin motordan olduğunu söylemiş ve arabanın altına girip motorla ilgili birkaç vida ile oynar. İşini bitirdiğinde bakarlar araba hala bozuk. Elektrik mühendisi hemen atlayıp bir elektrik problemi olduğunu söyler ve hemen tüm kablo ve sigortaları kontrol eder. bir takım bağlantılar yapar. Ama arabada hala tık yok. İkisi birden bilgisayar mühendisine dönerler. Kendisine sıra geldiğini anlayan bilgisayar mühendisi biraz kekeledikten sonra "Aa, arabadan çıkıp bir daha girsek!" der. Pire Bir bilim adamı pirelerle deney yapıyor. Pireye "Sıçra" diyor. Pire sıçrıyor Pirenin kanatlarını koparıyor ve "Sıçra" diyor, pire yine sıçrıyor!.. Raporunu şöyle yazıyor; "Pire kanatlarını kopmuş olarak zıpladı." Ayaklarını koparıyor ve "Sıçra" diyor, pire zıplayamayınca 2. raporu şöyle yazıyor; "Pirenin ayakları kopunca kulakları duymuyor." Sinek İlk defa helikopter gören Temel, Dursun' a sormuş; - Dursun, bu nedir da? Dursun, gayet sakin cevap vermiş; - Haçan, bu olsa olsa bin yaşında bir sinek dur. Akıl Hastası Doktor, akıl hastasının iyileştiğine karar verip akıl hastasını taburcu etmiş. Buna çok sevinen hasta gelip doktoruna şöyle demiş; -"Doktor Bey, size hediye ayakkabı yapacağım ama sorayım dedim, topuğu önde mi olsun arkada mı? Yangın Vurdumduymaz bir adamın evi yanmış. Komşusu koşarak yanına gelmiş. " Koş efendi, evin yanıyor. " Adam sakince cevap vermiş : "Ev işlerine karım bakıyor." 24 Saat Doktor, hastasına o güne dek yaptığı tahlillerin sonuçlarını açıklayacak; "Size bir kötü, bir de daha kötü haberim var. Önce kötü haberi vereyim. Test sonuçlarına göre 24 saatlik ömrünüz kalmış." deyince adam yıkılır, "Hayır, olamaz. Buna inanamıyorum: Fakat bundan daha kötü haber nasıl olabilir? "deyince hasta, doktorun yanıtı kısa olur; "Dünden beri size ulaşmaya çalışıyorum." İntihar Delinin biri intihar etmeye karar ve kendini asmaya çalışır. Biri dayanamayıp sorar; - Ne yapıyorsun? - Görmüyor musun, intihar ediyorum. - Öyle ise ipi boğazına bağlasana - Bağlarsam boğulurum. İğne Yüzü gözü yaralı adam muayene kapısından içeri girerken der ki; "Her tarafımı arılar soktu." Doktor ona bakar ve gayet sakin, "Peki o zaman şöyle oturun da size birkaç iğne yapalım" der. Yüzme Öğren Yüzme bilmeyen bir turist denize düşmüştü. Suda çırpınırken can havliyle bağırıyordu. -Help! Help! Yoldan geçen Temel onu gördü. Kızgın bir şekilde bağırdı: -Ula İngilizce öğreneceğine, yüzme öğrenseydin ya! 8 Silindirli Mercedes Bir gün ufak, bir çocukla ninesi karşıdan karşıya beraber geçeceklermiş, nine 80, çocuk ise 5 yaşlarındaymış. Nine torununa: -Oğulum karşıdan düt düt geliyor, çabuk geçelim, demiş. Bunun üzerine çocuk: -Yok nine, o düt düt değil, sekiz silindirli mercedes demiş O Hep Geç Kalır Akşam eve dönen adamı karısı kapıda karşıladı. Sonra da heyecanlı heyecanlı anlatmaya başladı: -- Bugün neredeyse, duvardaki saat annemin başına düşecekti... Adam umursamaz bir tavırla başını salladı: -- Sahi mi? O saat hep geç kalıyor zaten... Ressam Ressam İki arkadaş, sergide bir tabloyu seyrediyordu. Biri: -Şuna bak, dedi, güneşin doğuşunu ne güzel canlandırmış. Öbürü düzeltti: -İmkânı yok, mutlaka güneşin batışıdır. -Belki öyledir. Ama nasıl oluyor da bu kadar kesin konuşabiliyorsun? -Ressamı tanırım, sabahları on birden önce kalkmaz. Göremezmiş Doktor, akıl hastasına sorar: -Bir kulağını kesersem ne olur? -Canım yanar. -Ya iki kulağını keserse -O zaman iyi göremem. -Peki ama niçin? ' -Niçin i var mı canım? İki kulağımı da keserseniz gözlüğümü nereye takarım?.. Kapıcı Temel İstanbul'a yeni taşınmış. Kapıcı sabah kapıyı çalmış. Temel, kimseyi beklemediğinden merakla kapıya yönelmiş ve seslenmiş; -Kim o? Kapıcı: -Çöp! diye bağırmış... Temel gayet sakin ve kibar bir dille konuşmuş: -İhtiyacımız yok... Unutkan Adam Adam doktorun karşısındaki koltuğa oturdu. - Durum çok kötü doktor bey, ben çok unutkan biri oldum. - "Peki ne zamandan beri?" demiş doktor. - "Ne ne zamandan beri?" demiş adam. Meslek Sırrı Komiser sorar: - Temel, köpekleri atlatıp, kümesten tavuğu nasıl çaldın? - Komiserim, onu söylemem, meslek sırrıdır! - Ama ben söyletmesini bilirim! - O da sizin meslek sırrınızdır! Aile Tarihi Din dersi öğretmeni, öğrencilere bütün insanların Adem ve Havva'dan geldiğini söyledi. Bir öğrenci söz aldı: -- Bu doğru değil. -- Nasıl yani? dedi öğretmen. -- Babam bize maymundan geldiğimizi söyledi. -- Sevgili çocuğum, dedi öğretmen, sizin özel aile tarihiniz bizi hiç ilgilendirmiyor. Karın Nasıl? Temel uzun zamandır görmediği Cemal'le İstanbul'da karşılaşır: -- Uşak, nasılsın bakayım? - İyiyim. -- Çocukların nasıldır? - Onlar da çok iyidir. -- Ha karin nasıldır? Temel böyle sorunca, Cemal'in birden yüzü değişir... Temel arkadaşının karısının geçen yıl öldüğünü hatırlayıp, hemen şöyle der. - Yani aynı mezarda mi yatıyor! |